Habere Haber

Doğru İddialı Dürüst HABER

Son Dakikalar

3/11/2009

"Güneşi Gördüm"-Gala

Gönderen: Gökçe

Pazartesi akşamı çoğunuzun da gazetelerden okuduğu gibi, Mahsun Kırmızıgül'ün yeni filmi "Güneşi Gördüm" ün galası vardı.. Önce size biraz galadan bahsetmek istiyorum.
Öncelikle kesin olarak şunu söyleyeyim; rezalet bir organizasyondu! Biliyorum, okadar ünlü bir ismin filminin galasının organizasyonunu yapmak çok daha zor bir şey. Ama yapamayacaksan da, bu işin içine girmeyeceksin! Dürüst olarak şunu söyleyebilirim; şaraplar hariç hiç bişeyi beğenmedim! Yaklaşık olarak 2.500 kişi…Hepsi aynı katta… Bir düşünün… Birbirlerinin tuvaletlerine basan kadınlar mı desem, tuvaletteki o kalabalık mı desem bilmiyorum… Aklınıza gelebilecek bütün ünlü isimler oradaydı fakat hiç birinin bu galadan organizasyon bakımından hoşnut ayrıldığına inanmıyorum.İstinye Park’ın galalar için uygun olmadığına bir kez daha kanaat getirdim.(Hele oraya gelene kadar Kuruçeşme’de ve İstinye Park’ın önünde yaşadığımız trafik skandalından sonra emin oldum!) Her neyse, yürüyen merdivenlerden flaşlar eşliğinde inip, o müthiş kalabalığı yarıp salona geçtiğimizde işler biraz güzelleşti. En azından filmin ilk gösterimi birden fazla salonda yapıldığı için salonlarda öyle aşırı bi kalabalık oluşmadı. Hemen yerimize geçtik. Ve film başladı… Tamamen önyargısız gittiğimi burada belirtmek istiyorum! Zaten Mahsun Kırmızıgül için nötr duygular besleyen bir insanım. Ama olmamış… Gerçekten olmamış be Kırmızıgül! Tamam, temiz çekilmiş bi film, doğruya doğru, iyi bir yönetmenlik – çok iyi demiyorum bakın – ama işi yönetmenlik olmayan birine göre gerçekten iyiydi. Ama… Kimse kusura bakmasın, bu film senaryosu açısından bir propaganda filmidir! Buna kesinlikle emin oldum. Tamam kardeşim, sen burada Güneydoğu’nun kanayan yarasından falan bahsetmeye çalışmışsın… Ama altına gizli anlamlarda döşemişsin.. Ha, bilemem belkide farkında olunmadan yapılan bir mesaj verme tekniğiydi bu. Ama yapmışsın! Ve de eğer amacın gerçekten propaganda yapmak ise, emin ol bunu çok kötü yapmışsın… (Bu konularda Ermeni’lere bakmanızı rica ediyorum, yüzde yüz haksızsınız dediğiniz konuda bile feci bir film çekip kendi fikrinizden şüphe etmenizi sağlayabiliyorlar) Birde söylemeden geçemeyeceğim, insanların o filmden ağlayarak çıkması, o filmi iyi bir senaryoya sahip olduğunu veya iyi çekilmiş bir film olduğunu göstermez. Bikere aklınızdaki; ‘ağlatıyomu gerçekten? Aaa kesin gidiyoruz ozaman’ yada ‘herkes ağlamış çok güzel film heralde..’ diyaloglarını silin! Milletin duygularını sömüre sömüre kimse biryere gelemez. Çünkü bi gün insanlar bunu anlar ve tepki gösterir. O günde geç gelmez emin olun… Bugün ve dün bazı yazarların film için yazdıklarını okudum… Pes dedim gerçekten pes… Cesur denmiş! Cesur mu!? Kimsenin söyleyemedikleri öylemi? Size açık ve net olarak söylemek istediğim tek bişey var; Bu filmde söylenenler yıllardır DTP ‘ nin meclis kürsüsünde söylediklerinden hiçbir şekilde farklı değil… Sadece azcık daha gözyaşı katılarak söylenmiş hali… Azcık daha İstanbul katılarak… Ve daha fazla acındırarak. Bu filmde hayranlık duyduğum tek şey, bu kadar mükemmel oyuncuların bir araya gelmiş olmasıydı. Özellikle Cemal Toktaş’ı izlerken içimden ‘Türkiye’nin en iyi erkek genç oyuncularından biri burada!” dedim. Gerçekten ayakta alkışlanacak bir performanstı. Birde, Demet Evgar’ı zaten fanlık derecesinde seven biriyimdir, ama bu filmde birkez daha ‘işte Demet Evgar!’ dedim. Özellikle filmin baş kısımlarında olan doğum sahnesindeki performansı harikaydı. İlk defa bu kadar inandırıcı doğum sahnesi izledim. Tekrar taktir ettim.

Dediğim gibi, kötü bir organizasyon ve mesaj kaygıları ile yüklü, ama mükemmel oyunculuğun olduğu bu filmden dönerken aklımdan geçen tek bir şey vardı; “İnsanın adı olsun, bin kötü işi olsun!”


Gökçe KURTOĞLU

0 Yorum:

Yorum Gönder